İkinci Dünya Savaşı öncesi İngiliz
toplumu, geleneklerine ve birbirlerine bağlı, üst
sınıflara çoğunlukla saygılı insanların
oluşturduğu bir toplumdu. Ancak bu savaş bunalımını
küçük yaşta izlemeye mahkum edilmiş çocuklar,
yaşları büyüdükçe bu muhafazakar görünümlere
karşı olan her tür eylemi, tüm yönleriyle
destekliyorlardı. İşte Pink Floyd elemanlarını hersi
de 1940'lı yıllarda doğan kuşağın içinden
çıktı. Bilinçli bir şekilde olmasa bile bu
gençlerin çabaları, duygularını, iç
çatışmalarını yaptıkları müzikle yoğurup geniş
kitlelere sanat yoluyla sunmaktı. Davulcuları Nick
Mason kendisiyle yapılan bir söyleşide "yapmak
istediğimiz şey insanları gerçekten
şaşırtmak..." diyerek bu tür düşünceleri
neredeyse destekliyordu. Artık müzikçiler, elektronik
olanakların, yeni ses arayışlarının peşindeydiler.
Özgür formlar, kulakları ve duyuları farklı
yönelimlere, farklı dinlemelere ve artistik emprovize
müzik deneylerine itiyordu. |
Syd Barrett ( gitar, vokal ) 6 Haziran 1946' da doğdu. Syd normal bir çocukluk dönemi geçirdi. Başarılı ve popüler bir öğrenciydi. Babası, Syd' in müzikal yeteneğini farkettiğinde ona hemen bir banjo, daha sonra da bir gitar alarak cesaretlendirdi. Syd 14 yaşındayken babasını kaybetti, bu erken ölüm onun psikolojik yapısını travma denebilecek derecede olumsuz etkiledi. Syd ve Dave beraber büyüdüler. Dave daha iyi bir gitaristti, ama Syd' in söz yazma konusundaki başarısına asla yetişemedi... Syd Barrett, grubun belki en gizemli elemanı. Uç yaşayışların hepsini destekleyen bir yapıya sahip olan Barret'ı bir yazar "çingene yürekli" olarak tanımlıyordu. Barrett'ın en önemli özelliği gitar ve müzikteki becerisinin yanı sıra resim ve felsefeyle de ilgilenmesiydi. Tüm insanlara yönelik özel bir sempatisi vardı bu onu diğer sanatçılardan ayıran bir özelliğiydi. Barrett'ın sanatından etkilendiği sanatçı ve gruplar ise, Beatles, Rolling Stones, Donovan ve Bob Dylan'dı. Giyimine fazlasıyla önem verirken, bu önemin içinde yatan resmi koşullara karşı isyandır ve bunun kendi de bilincindedir. Aykırı, çirkin, kural dışı giysileri giymek ve özgürlüğü herşeyiyle bir bütün olarak algılamak ve yaşamın her boyutunda özgürlüğüyle birlikte olmak isterdi. Hiçbir tedirginliği olmayan ve yaşadığı ana hesap veren bir kişiliğe sahipti. 1968'de gruptan ayrıldı ve gruptaki yerini David Gilmour'a bıraktı. Müzik çevrelerinin fazlasıyla onayladıkları bir kişilik olan Barrett, hala İngilterenin en büyük müzikçilerinden biri sayılır. Eleştirmen Pete Brown, Barrett için 'tipik bir Rimboud figürü' demekle şaşılası bir benzetme yapmıştır. Yakaladığı bu ortaklığın ana nedeni resmi değerlere karşı açtığı savaştan olsa gerek. Konuşmalarından birinde Barrett "Ben her zaman böyle içe dönük olmam" der. "Galiba genç insanların sevinecek fazlasıyla şeyi var. Fakat ben herhangi bir tane bulabileceğimi sanmıyorum". Gruptan ayrıldıktan sonra 4 solo albüme imzasını atan Barrett'ın en büyük destekçileri gene eski grup arkadaşları idi. Bugün sağlığı iyice bozulan Syd Barrett Cabridgeshire' da ki evinde inziva hayatı sürüyor. |
|
David Gilmour ( gitar, vokal ) 6 Mart 1946' da Cambridge' de doğdu. 13 yaşındayken komşuları tarafından hediye edilen bir klasik gitar ile yolculuk başladı. Çevresinde mükemmel ritm duygusu ve gitara olan hakimiyeti ile dikkat çekiyordu.Pink Floyd'a katılmadan önce Paris'e giderek kurduğu grupla Avrupa turu yaptı. Fransızcası iyiydi ve müziğin yanısırıa Paris' de erkek model olarak çalıştı. Roger Waters' ın gruptan ayrılmasından sonra yayınlanan The Division Bell albümünde Gilmour' ın tarzını anlamak mümkündür. Dave' in en önemli hobisi uçmak; bunun dışında model uçak kolleksiyonculuğu ile ilgileniyor ve çeşitli havacılık gösterilerine katılıyor. İki kez evlenen Gilmour 3'ü eski eşinden olmak üzere 7 çocuk babası... |
|
Roger Waters ( bas, vokal ) 6 Eylül 1943' de Cambridge' de doğdu. Daha çocuk yaşta babasını ( Eric Fletcher Waters) savaşta kaybetti. Bu onun tüm hayatını etkiledi. The Final Cut albümünü babasına adadı. Askeri okuldan kovuldu ve Nükleer Silahsızlanma konusunda mücadele veren bir gençlik kolunun lideri konumuna geldi. Daha sonra Mimarlık eğitimi için Cambridge' den ayrılarak Londra' daki The Regent Street Polytechnic' e girdi. Nick Mason ve Richard Wright ile burada tanıştı. The T-Set ve The Screaming Abdabs gibi ünlü guruplarla çalıştılar. 1980' lerin ortalarında Pink Floyd dan ayrıldı ancak parlak lirik zekası ile gruba damgasını vurdu. Çalışkan hareketli ve yaratıcı bir özelliğe sahip olan Waters, arkadaşları arasında en bilgili, en çok okuyan ve araştıran olarak bilinir. Grubun diğerlerinden ayrılan entellektüel yönlerinin en önemli temsilcisi. Zor anlaşılır bir adam olduğunu düşünür ve bundan gizli bir sevinç duyar. Arabalarla ve mekanikle çok ilgilidir, tümüyle işlemez durumda olan beyaz renkli 1950 model Lotus Super Seven marka otomobiliyle övünür. Bugün bile bir çok kişi için Pink Floyd denilince akla gelen ilk isim Roger Waters' dır. |
|
Nick Mason ( davul ) 27 Ocak 1945' de doğdu.. Nick küçüklüğünden itibaren model arabalara merak sardı. Oldukça yaramaz bir çocukdu.İlk okulu olan Frensham Heights' de Nick hala gelmiş geçmiş en yaramaz öğrenci olma ünvanını koruyor. Grubun davulcusu olan Nick Mason' ın bir de solo albümü var. Grubun en sempatik üyesi olan Nick Mason, kişiğinde hümanist bir yapının her zaman ön planda olduğunu söyler. 1965'li yılların en popüler gruplarından olan Cream'in davulcusu Ginger Baker'ın hayranıdır ve tekniğinde en çok o sanatçının etkisi sezilir. Yavaş, duygusal, az gerilimli, zaman zaman kendisinin de şaştığı başarılı ataklarla donanmış bir tekniktir Mason'ınki. Günlük yaşamında neredeyse hiçbir şeyi umursamayan ve hatta grubun başarısını bile önemsemeyen, kendine özgü bir kişiliğe sahiptir. Bir diğer uğraşı da asla uygulanamayacak nitelikte olan film senaryoları yazmaktır. Nick Mason aynı zamanda tam bir klasik ve spor araba tutkunudur. |
|
Richard Wright ( klavye ) 28 Haziran 1945' de doğdu. Müzik kariyeri Londra' daki The Regent Street Polytechnic' e girmesi ve Roger Waters ile tanışması ile başladı, ancak o mimar olmak istemiyordu, tek düşündüğü şey müzik yapmakdı. İlk grubu Nick Mason ve Roger Waters ile beraber kurdukları Sigma 6 dır. Tek ve en önemli ilgi alanının müzik olduğu biliniyor, ancak grubun en karamsar kişisi de olduğu bir gerçek. Kötü çaldığını hissettiği zamananlar herşeyi bırakıp gidebiliyor. Bir zamanlar en büyük amacı bir Melletron (Dünyanın en gelişmiş klavyeli enstrumanı) satın alıp müzik deneylerine girişmekti. Sonradan bu amaca erişti. Yüzlerce şarkı sözü yazmış, bir o kadar da beste yapmış fakat tümünü yaptıktan sonra değersiz olduklarını düşünüp çekmeceye kaldırmıştır hep. Rick' in en büyük tutkusu fırsat bulduğu zaman yat ile gezintiye çıkmak. |